Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı: Bölüm 3 (1 Viewer)

Joined
Dec 25, 2018
Credits
0
Rating - 0%
İnsanların Sizinle Fikir Birliğine Varmalarını Nasıl Sağlarsınız
1- Tartışma kazanılmaz

Düşüncelerin yanlışlığı kanıtlansa da, devam eder insan aynı düşünceleri savunmaya.
Eğer tartışır ve karşı çıkarsanız bazen bir zafer kazanabilirsiniz, fakat bu için boş bir zafer olacaktır çünkü bu yolla asla karşınızdakinin sempatisini kazanamazsınız.
Anlaşmazlığı tartışmaya dönüşmemesi için şunları yapın:
1.1- anlaşmazlıkları olumlu karşılayın: Eğer üzerinde düşünmediğiniz bir nokta varsa, dikkatiniz bu konuya çekildiği için memnun olun.
1.2- içgüdüsel sanınıza güvenmeyin: Bir anlaşmazlık durumunda gösterdiğimiz ilk doğal tepki, savunmaya geçmektir. Sakin olun ve ilk tepkinizi vermeden önce düşünün.
1.3- kendinize hakim olun: Unutmayın, bir insanın değerini onun neyin kızdırdığını bakarak ölçebilirsiniz.
1.4- önce dinleyin: Rakibinize konuşması için bir şans verin. İzin verin sözünü tamamlasın. Direnmeyin, savunmaya geçmeyin ve tartışmayın. Bu sadece engelleri artıracaktır. Anlayış köprüleri kurmaya çalışın.
1.5- bir anlaşma noktası bulmaya çalışın: Rakibinizi dinledikten sonra, ilk olarak üzerinde anlaştığınız noktaları ele alın.
1.6- dürüst olun: hata yaptığınız yerleri arayın ve bulduğunuzda bunu söyleyin. hatalarıniz için özür dileyin.
1.7- rakibinizin fikirlerini düşüneceğinize söz verin ve bunları dikkatlice inceleyin
1.8- rakibinize gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür edin: Onu, size gerçekten yardım etmek isteyen bir insan olarak düşünün.
1.9- her iki tarafa problem üzerinde düşünecek zaman bırakabilmek için eyleminizi erteleyin: bütün gerçekler tahammül edilebilir bir duruma geldiğinde, o gün ya da ertesi gün yeni bir toplantı yapmayı önerin.
Birinci Prensip: Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, bu tartışmadan kaçınmaktır.

2- Düşman kazanmanın ve düşman kazanmaktan kaçınmanın yolları
Eğer biri yanlış olduğunu sandığınız bir şey söylerse, hatta onun yanıldığına eminseniz, söze şöyle başlamanız daha iyi olur: "Bakın ben başka türlü düşünüyorum. Yanılıyor olabilirim."
Hatamız bize incelikle ve anlayışla söylendiğinde bunu karşımızdakine de itiraf edebiliriz. Hatta bu dürüstlük ve açıksözlülüğümüzle övünürüz. Ancak biri çıkıp bize bunu gırlatığımıza sarılarak anlattırmaya çalışırsa kabul etmeyiz.
"Kesinlikle", "Hiç kuşkusuz" gibi katı görüş bildiren ifadeler yerine "sanırım", "bana öyle geliyor" gibi yumuşak görüş bildiren ifadeler kullanın.
Karşınızdaki kişiyle tartışmayın. Ona hatalı olduklarını söylemeyin. Diplomatik olun.
İkinci Prensip: Başkalarının görüşüne saygı duyun. Asla "Yanılıyorsun!" demeyin.

3- Hatalarınızı kabul edin
Haklı olduğumuzda, diğer insanların da bizim gibi düşünmesini nezaket ve ustalıkla sağlamaya çalışalım.
Haksız olduğunuzda eğer kendinize karşı dürüstseniz, bu durumla sık sık karşılaştığınızı kabul edersiniz. Hatamızı hemen içtenlikle kabul edelim.
Üçüncü Prensip: Eğer hatalıysanız, bunu hemen içtenlikle kabul edin.

4- Bir damla bal
Başkalarını zorla bizim gibi düşünmeye yönlendiremeyiz. Ancak dostça ve yummuşak bir tarzla konuşursak, büyük bir olasılıkla onları ılımlı bir yaklaşımla bu değişikliğe yöneltebiliriz.
Nezaket, dostça yaklaşım ve insanın değerini bilmek kişilerin düşüncelerini daha kolaylıkla değiştirmelerini sağlar.
Dördüncü Prensip: Daima dostça yaklaşın.

5- Sokrat'ın sırrı
İnsanlarla konuşurken, söze farklı görüşte olduğunuz konuları tartışarak başlamayın. Fikir birliğinde olduğunuz noktaları vurgulayarak başlayın ve bir süre bunları vurgulamayı sürdürün.
Aynı amaç için çabaladığınızı; amaçta değil, yöntemde farklı olduğunuzu belirtin.
Başlangıçta karşınızdaki kişinin "evet, evet!" demesini sağlayın. "hayır" yanıtı almaktan olabildiğince kaçının.
Karşınızdaki kişiye "evet" dedirtecek sorular yöneltin ve birbiri ardına olumlu yanıtlar alın. sonunda size karşı çıkanlar sizinle aynı düşünceleri paylaşacak kıvama gelirler.
Birine yanıldığını söyleyeceğiniz zaman "evet, evet" yanıtı alacağınız yumuşak sorular yöneltin.
Beşinci Prensip: Karşınızdaki kişiye "evet, evet" dedirtin.

6- Şikayetlere karşı bir güvenlik kapı
Pek çok kişi, başkalarına kendi düşüncelerini kabul ettirebilmek için çok fazla konuşur. Bırakın karşınızdaki insanlar da konuşsun. Onlar kendi işlerini ve problemlerini sizden çok daha iyi bilirler. Siz sadece soru sorun. Bırakın size bir şeyler anlatsınlar.
Karşıdaki kişinin söylediklerine katılmadığınız zaman sözünü kesmek isteyebilirsiniz. Fakat bunu yapmayın. Daha anlatmak istediği pek çok şey varken, bu kişi sizin söylediklerinizi dinlemeyecek ve önemsemeyecektir.
Bu yüzden onu sabırla ve içtenlikle dinleyin. Bütün düşüncelerini anlatması için onu teşvik edin.
Altıncı Prensip: Bırakın karşınızdaki kişi daha çok konuşsun!

7- İşbirliği nasıl sağlanır
Hiç kimseye hiçbir iş zorla yaptırılmaz, ne yapması gerektiğinin söylenmesi kimsenin hoşuna gitmez.
Seçimimizi kendi isteğimiz doğrultusunda yapmayı ve kendi düşüncelerimize göre davranmayı isteriz.
Bize isteklerimizin, dileklerimizin, düşündüklerimizden sorulmasından hoşlanırız.
Bilge kişi diğer insanlardan üstün olmak zorundadır ve altta kalmayı seçmelidir. Çünkü kendisi aslında daha yukarılarda bir yerde olduğu halde insanlar onun ağırlığını hissetmezler ve gocunmazlar.
Yedinci Prensip: Bırakın karşınızdaki kişi fikirlerin kendisinden çıktığını sansın.

8- Sizin için harikalar yaratacak bir formül
Unutmayın; karşınızdaki kişiler tamamen haksız olsalar da bunu kabul etmeyebilirler. Onları suçlamayın. Bunu herkes yapabilir. Onları anlamaya çalışın. Sadece akıllı, hoşgörülü, az bulunur insanlar böyle yapmaya çalışır.
Karşınızdaki kişinin öyle düşünmesinin ya da davranmasının bir nedeni vardır. Bu nedeni bulmaya çalışın; böylece davranışlarının ve belki de kişiliğinin anahtarını bulmuş olursunuz.
Dürüstçe kendinizi onun yerine koymaya çalışın. Eğer kendi kendinize "Onun yerinde olsam ne düşünür, nasıl davranırdım?" diye sorarsanız hem zaman kaybetmemiş hem de öfkelenmemiş olursunuz.
Çünkü, "Bir şeyin nedenine ilgi gösterirsek sonucunu daha kolay katlanabiliriz."
Herhangi bir sohbette işbirliği ancak karşınızdaki insanın duygu ve düşüncelerine en az kendinizkiler kadar önem verdiğinizi gösterdiğiniz anda sağlanabilir.
Sohbete konuşmanızın amaç ve yönünü belirleyerek başlarsanız, eğer dinleyici iseniz söyleyeceklerinizi, duymak istediklerinizi göz önünde bulundurarak belirlerseniz ve karşınızdakinin bakış açısını da önemserseniz, dinleyicilerin sizin fikirlerinize karşı açık olduklarını görebilirsiniz.
Kişisel problem ortaya çıktığında olayı karşındaki kişinin gözleriyle görmek aradaki gerginliği yumuşamasını sağlayabiliyor.
Bir görüşme yapacağınız zaman karşınızdaki kişiye neler diyeceğinize ve hakkında edindiğiniz bilgilerden yararlanarak ne tür yanıtlar alabileceğinize ilişkin açık bir fikre sahip olmadan içeri gireceğinize, o kişinin ofisinin önünde iki saat volta atmayı tercih edin.
Sekizinci Prensip: Olayları karşınızdaki kişinin bakış açısından görmeye çalışın.

9- Herkesin istediği bir şey
Her insan şiddetle anlayış ve ilgi arzular.
Talihsizlerin yarattığı kendini acındırma duygusu tam anlamıyla evrensel bir uygulamadır.
Dokuzuncu Prensip: Karşınızdaki insanın fikir ve arzularına anlayış gösterin.

10- Herkesin hoşlanacağı bir özellik
Eğer siz karşınızdakinin dürüstlüğüne, doğru sözlülüğüne inandığınızı belirtirseniz, sapma eğiliminde olanlar bile olumlu bir kişi haline gelecektir.
Onuncu Prensip: Daima kişilerin hassas oldukları konulara değinin.

11- Filmler bunu yapıyor...
Onbirinci Prensip: Fikirlerinizi dramatize edin.


12- Hiçbir şey işe yaramadığında bunu deneyin
İş yaptırmanın yolu rekabeti teşvik etmektir.
Her başarılı insanın en çok sevdiği şey oyundur. Bu kendini ifade etme şansıdır; değerini ispat etme, başarma, kazanma şansı.
Başarma arzusu. Önemli olduğunu hissetme arzusu.
Onikinci Prensip: Meydan okuyun.
 

Users who are viewing this thread

Top