!!! İDDA EDİYORUM BU YAZI İLE HERKES MANİPÜLEYİ DİBİNE KADAR ÖĞRENECEK ANLAYACAK !!! (1 Viewer)

CyberWolf

Filozof Heçkır
Joined
Oct 29, 2019
Credits
1
Rating - 0%

SİZLERE SUNDUĞUM BU İÇERİĞİ UMARIM BEĞENİRSİNİZ ŞAYET BANA ÇOK AÇIKLAYICI GELDİ

Hiç düşündünüz mü? Normal, Sıradan insanların Zihnini, Bilinçaltını, Bilinçaltı'nın Bilinçdışı'na vurduğu hareketlerini, Savunma mekanizmasını vs. nasıl altedebileceğinizi? Burda yazacaklarım sadece 'İkna yöntemleri' olacak, 'Savunma Mekanizması' ve 'Bilinçaltına Girme'yi sonraki yazılarımda anlatabilirim. Bazı kaynaklarda insan beynini yöneten beynin 'İlkel Beyin' olduğunu söylerler. Bu Doğru.. İlkel Beyin'i siz internetten araştırabilirsiniz(çünkü uzatmak istemiyorum), Ufak bi bahsetme yapayım; İnsanın temel ihtiyaçlarını yöneten beyindir 'İlkel Beyin'. Mesela bi örnek vereyim; Benmerkezcilik'te İlkel Beyin'e geçer. Bakın bu çok önemlidir! İlkel Beyin'i iyi araştırın derim, çünkü Manipüle ederken bu kısım önemlidir.

ADIM 1: TARTIŞMADAN KURTULMANIN EN İYİ YOLU, TARTIŞMADAN ÇEKİLMEKTİR(TARTIŞMAYA GİRMEMEKTİR).

Genelde Türk vatandaşlarımız, Hemfikir olmadığı kişiyle tartışma yaparken hep kendini haklı çıkarmak için uğraşır(Genelde Futbol, Siyaset vs. gibi tartışmalar)

Tek çözümü; Sen haklısın, Katılıyorum sana diyip çekilmektir. Ama eğer illa kendi düşüncenizi de onaylatmak istiyorsanız; Hemfikir olup kendi düşüncenizi alttan alttan söyleyeceksiniz.. Bir insanla tartışmaya girerseniz, ya o haklı çıkmak zorundadır ya da kavga ile biter sonu; çünkü o insanın zekasını eziyormuşsunuz gibi gelir kendisine, sürekli savunma durumuna geçer..

Size 2 Örnek vereyim, 1.'si Futbol Fanatikleriyle ilgili olsun; Spor sayfalarında çok sık görmüşünüzdür..

RT(Rakip Taraftar) K(Kendiniz)

RT: Ya kardeşim görmüyor musun penaltıyı?!! Vermedi penaltıyı! resmen penaltı! Hakem sizi tutuyor, olur mu böyle birşey ya!

K: Ne bizi tutması be kardeşim! kendini yere atıyor görmüyor musun?

O halde "şunu ispat edeceğim" diye söze başlamak doğru değildir. Çünkü bunun manası: "Ben sizden daha akıllıyım. Birkaç sözle sizin düşüncelerinizi değiştireceğim." demektir.

Doğrusu;

RT: Ya kardeşim görmüyor musun penaltıyı?!! Vermedi penaltıyı! resmen penaltı! Hakem sizi tutuyor, olur mu böyle birşey ya!

K: (Penaltı değilse bile)Hakem bizi tutuyor olabilir bilmiyorum. Gerçekten haklı olabilirsin. Ufak bi Müdahale var penaltı gibi gözüküyor, hakem yanılmışta olabilir.

Burda "Benim düşüncelerim daha farklı. Belki yanılıyorum. Çoğu kez de yanılırım." demiş olursunuz.
---------------------------------
2.

Bir Karşıt fikirli bir vatandaş ile tartışıyorsunuz diyelim.; Hemfikir olduğunuzu söyleyin, eğer kendi düşüncenizi de karşı tarafı kızdırmadan söylemek istiyorsanız, konuşmalarınızın içine alttan alttan mesaj verin..

OD(Onun Düşüncesi) - KD(Kendi Düşünceniz)

OD-OD-OD-OD-OD
OD-OD-OD-OD-KD
OD-OD-OD-KD-KD
OD-OD-KD-KD-KD
OD-KD-KD-KD-KD
KD-KD-KD-KD-KD

Zincirleme bu şekildedir.

Hah, İroni'de yapabilirsiniz, buda etkileyici bir yöntemdir. İroni'yi bilmeyen yoktur. İroni'yi iyi yapabilen birisiysen(Bu adım çok önemli); Eğer saçma birşey söylemişse, İroni yapın; %95 ihtimalle saçma olduğunu kendisi bile farkedecektir..

Burda anladığımız şey; Eğer istemediğiniz bi düşünceye sahipse karşıdaki kişi, Hemfikir olup, düşüncesine katılmaktır. burda maksat 'Ona yanlış düşündüğünü tartışmaya girmeden anlatmak'- Tekrar diyorum tartışmaya girmeyin, ömür boyu uzar!-. Zaten bu tekniği uygulayınca sempati duyabilir size.. Ama eğer diyorsanız "Ya saçma sapan şeyler söyleyip beni deli eder yinede dayanamam hatasının farkında olduğunu söylemeye çalışırım", O kişinin gözünde baya bi düşeceğiniz gerçeğini söylememe gerek var mı?

Not: İroni'yi, ortam içinde yapmayın derim, çünkü o kişi size büyük kin besler; çünkü Etrafındaki kişilere rezil etmiş olacaksınız; Size karşı büyük savunma durumuna geçecektir.

ADIM 2: BİR İNSANA BİRŞEY YAPTIRMAK İSTİYORSANIZ, ONDA O HİSSİ UYANDIRMANIZ GEREKİR.

Bi insana birşey yaptırmak istiyorsanız asla 'Emir vererek konuşmayın' hiç sevmezler. Ya da; Annesi babası, çocuğu yemek yemeye zorluyor ve azarlıyorlar, babası onun büyük adam olacağını söylüyor ama çocuk bütün bunlara aldırmıyor. Hiç kimse, üç yaşındaki bir çocuğun, otuz yaşında bir insan gibi düşüneceğini sanmaz. Halbuki baba, oğlundan bunu bekliyor. Bir gün baba olayı kavrar. Çocuğun istediği neydi, ve kendi isteğini bir kenara bırakıp çocuğun ne istediğini bulmaya çalışır. Babanın bu şekilde düşünmeye başlaması bir başarıdır. Ama iş kolay değildi ve bir parça eleştiriye muhtaçtı. Bu çocuğun üç tekerlekli bir bisikleti vardı ve bisiklete binmek çocuğun en büyük zevkiydi. Fakat komşularının bir çocuğu vardı. Ve bu çocuk bisikleti alıyor, onu bütün zevkinden mahrum ediyordu. Çocuk bisikleti alınınca ağlıyor, annesi bisikleti geri alıyor, çocuğu tekrar bindiriyordu. Olay hemen her gün tekrarlanıyordu. Çocuğun istediği neydi? Bu soruya cevap verebilmek için Sherlock Holmes'in zekasına ihtiyaç yoktu. Çocuğun
gururu, önemli birisi olma arzusu onu intikam almaya ve tehlikeyi uzaklaştırmaya sevkediyordu. Şimdi babası ona, yemek yediği takdirde bir gün bu tehlikeyi kolaylıkla uzaklaştıracağını söylerse, mesele kalmayacaktı. Çocuk önüne koyulan her yemeği yer, kuvvetlenmeye çalışırdı..

Birisinden birşey isterkende, 'dolaylı yoldan söylemek' daha ikna edici bi yöntemdir. Fikir aşılama tekniğidir bu. Inception(Başlangıç) filmini izlemişsinizdir; Sana 'Fil'i düşünme dersem neyi düşünürsün? Tabikide Fil'i!

"Bahçeye çıkıp basketbol oynamak istiyorum. Bu oyunu çok severim. Ama geçen gün jimnastik salonuna gittiğimde oynayacak arkadaş bulamadım. Yarın gelmenizi isterim. Basketbol çok hoşuma gidiyor.."

Sizin ne istediğinizden hiç bahsetti mi? Kimsenin ayak atmadığı jimnastik salonuna tabii siz de gitmezsiniz. Onun hoşuna giden şey tabiki sizi ilgilendirmez. Siz de gözünüze top yemek istemezsiniz. Arkadaşlarına basketbol'un çok hoşuna gittiğini söyleyeceğine, bu oyunla neler kazanacaklarını anlatsaydı teklifi belki de olumlu karşılanırdı..

Ufak bi tüyo; Sigmund Freud'un da dediği gibi, insanın en önemli isteği; Büyük olma arzusu(Yani önemli olma arzusu)'dur..

ADIM 3: KAVGADA HAKLI GÖZÜKMEK İÇİN AŞIRI DERECEDE SOĞUKKANLI OLUN

Eğer bi tartışmada, karşıdaki insan size aşırı sinirlenip fiziksel temas uygulamaya başlıyacaksa; soğukkanlı olun ve hiç bir tepki göstermeyin(Ne oluyor? napıyor bu -Şaşırmışsın gibi- mimiği gösterin), (eğer sizde karşılık verirseniz iki tarafta zararlı çıkar). Etrafındaki kişilere sizin haklı olduğunuzu gösterir bu durum. O kişi, Etraftaki insanların bilinçaltına 'Bak bak görüyor musun? dayanamayıp nasıl da saldırıyor, (Haklı değilseniz bile) XXXX(siz) çok haklı bu durumda' mesajı verecektir.

ADIM 4: BİRİSİ EĞER YALAN SÖYLEDİĞİNİ ANLAMIŞSA, HER NE OLURSA OLSUN 'İNKAR EDİN'

Bak karşındaki insanda, senin yalan söylediğine dair kanıt yok ise her ne olursa olsun 'İnkar et'..


Size bi örnek vereyim;

Babanız size eve erken dönmenizi istedi, Yaşınız daha genç(16-17 diyelim) atıyorum saat 21:00'da.. Sizde ta 01:00'e kadar Arkadaşlarınızla dolaştınız, içtiniz, gezdiniz tozdunuz. Ve bakıyorsun saat 01:00. Birden telaşlanıyorsunuz. Büyük oynadınız çünkü. Sizce Babanız saat 01:00'e kadar mı durduğunuza kızar? yoksa kötü alışkanlıklara uğradığınızı duyduğuna mı daha çok sinirlenir?(çünkü hangi baba oğlunun kötü alışkanlıklar edinmesini ister ki?) Ve Eve dönüyorsunuz, bakıyorsunuz babanız sinirli bi şekilde koltukta oturuyor, hatta parmak çıtlatmasını bile duyuyorsunuz. Dürüst bi şekilde ne yaptığınızı söylerseniz ufak bi sıyrıkla yatağınıza koşacaksınız, hatta size yatırım yapmayı dahi kesebilir. Ama yalan söyleyip İnkar etmeye devam ederseniz 2-3 fırça yiyip(laf duyup) Ertesi gün normal ruh haliyle karşılaşırsınız.. Burda dürüst olmak pek tercih edilmez, çünkü insanı zaten salak yerine koymuşsun, buna daha çok öfkelenecektir.

ADIM 5: BİR İNSAN İLE NASIL KOLAY ANLAŞABİLİRSİNİZ?

İnsanın kendi fikirlerine başkalarının fikirlerinden fazla, değer verdiği bir gerçektir. O halde kendi düşüncelerinizi başkalarına kabul ettirmeye çalışmak doğru değildir. Tavsiyelerde bulunarak karşınızdakinin bunu anlamasını sağlamak daha akıllıca değil mi?

Bir örnek vereyim:

Adamın birisi, birgün kendisini ümitleri kırılmış bir grup otomobil satıcısını ümitlendirmek zorunda olduğu bir durumda buldu. Bir toplantı yaparak bu insanların kendisinden ne beklediklerini sordu: Herkes bir şeyler söylüyordu adama, bunları tahtaya yazıyordu. Konuşmacılar sözlerini bitirdiklerinde Adam şöyle dedi:

"Ben size istediğiniz her şeyi vereceğim. Bunun karşılığında siz ne yapabilirsiniz?"

Herkes bir şeyler söylüyordu "birlik beraberlik, hiç yorulmadan çalışmaktan vs." Hatta bunlardan birisi günde ondört saat çalışmayı bile göze alıyordu..

Konuşma bittiğinde memurlar cesaretle işe başlamışlar ve işin verimi iki kat artmıştı. "Bu insanlar benimle ahlaki bir anlaşma yapmış gibiydiler. Ben de onlara bağlı olduğumu gösteriyordum. Onların arzularını öğrenmek, onlara yardım etmek, onların bütün ihtiyaçlarını gidermişti." Kimse başkasının etkisi altında bir şey yapmak istemez. Herkes kendi düşüncesiyle hareket etmek, kendi isteğiyle bir şeyi yapmaktan zevk alır. Hatta hepimiz ihtiyaçlarımız ve düşüncelerimiz hakkında bizimle istişare yapılmasından hoşlanırız..

ADIM 6: OLAYA SAMİMİYETLE YAKLAŞIN VE OLAYA KARŞINIZDAKİNİN PENCERESİNDEN BAKMAYA ÇALIŞINIZ..

Karşınızdaki insan tamamıyla hatalı olabilir. Ama hata yaptığını kabul etmez. Bu yüzden onu eleş-tir-me-me-li-si-niz!. Onu anlamaya çalışın. Bunu ancak hoşgörü sahibi insanlar yapabilir. Başkalarının böyle düşünmelerinin bir sebebi vardır. Bu sebebi anlayabilirseniz, karşınızdakinin hareketlerinin sebebini anlayabilirsiniz. Önce kendinizi onun yerine koymaya çalışınız ve "Ben onun yerinde olsaydım ne yapardım? Nasıl davranırdım? deyiniz. Bu şekilde davranmak size birçok fayda sağlar. Vakitten tasarruf etmenizi ve sosyal ilişkilerde başarılı bir şekilde hareket etmenizi sağlar.

Kenneth Gode diye biri "Kendi işlerinize gösterdiğiniz ilgiyi, başkalarına gösterirseniz, herkesin aynı şekilde hareket ettiğini görebilirsiniz." demiş. Çok iyi bi tespit.

Bir örnek vereyim:

Ağaçlıkta ateş yakanlara hapis cezası verileceğini yazan bir levha vardı. Ama bu levha görünmeyecek bir yerdeydi, gezen çocuklar bu levhayı göremiyorlardı. Ağaçlığı korumak için bir atlı polis tayin edilmişti. Ama bu polis görevini tam olarak yapmıyordu. Bu nedenle sık sık yangınlar çıkıyordu. Birgün polise ağaçlıkta yangın çıktığını haberi gelmiş ve umursamamış. Ve "orası benim bölgem değil!" diyerek itfaiyeye bile haber vermemiş. Sinirlendirdi. Ama olaya çocukların bakış açısıyla hiç bakamadık.. Bir ağaç altında ateş yakıldığını görsem, bunu önlemek için harekete geçerdim ve genellikle yanlış hareket ederdim. Ateş yakan bir çocuk gördüğümde ateş yaktıklarından dolayı hapse girebileceklerini söyler, onlara emredercesine ateşi söndürmelerini ister ve söndürmezlerse onları polise teslim edeceğimi söylerdim. Çocuklar ateşi söndürür, ben oradan ayrılınca ateşi tekrar yakarlardı.

Ama yıllar sonra onlara karşı nasıl davranacağımı anladım ve bunu şöyle uyguladım. "Merhaba çocuklar! Ne güzel vakit geçiriyorsunuz. Galiba yemeğinizi kendiniz pişiriyorsunuz. Ben de sizin gibiyken bu türlü eğlencelere katılırdım. Hala öyleyim, ama ağaçlıkta ateş yakmak tehlikeli bir iştir. Siz dikkatli çocuklarsınız. Yangın çıkarmayacağınızdan eminim. Ama başkaları dikkatsiz davranıyorlar. Bu yüzden yangın çıkıyor ve ağaçları yokediyor. Burada ateş yakmak yasak, bu yüzden cezalandırılabilirsiniz. sizin eğlencenizi engellemek istemem. Ama ateşin etrafındaki yaprakları şimdiden uzaklaştırın. İşiniz bittikten sonra da ateşi söndürün. Yine ateş yakmak isterseniz karşıdaki tepenin kenarı bunun için daha müsait. Orası kumluk olduğu için yangın çıkmaz. Size iyi eğlenceler. "

Bu şekilde konuşmak çok etkili bi yöntemdir.. Çocukların hiçbirisi surat asmaz, umursamamazlık yapmaz ve beraber hareket ederek yangın çıkmaması için dikkat ederler. Çünkü gururları rencide edilmemiş, olay onların istediği gibi gerçekleşmiştir. Siz de başkasından bir şey yapmasını istemeden önce o olayı karşınızdaki gibi düşünün. "Bu insan neden bunu yapmak istiyor?" diye sorun. Ve sebebini bulun. O zaman durum değişir ve siz karşımzdakiyle hemen dost olursunuz. Profesör Donham der ki: "Bir insanla konuşmaya başlayacağım zaman kendisine ne söyleyeceğimi düşünmeyip ne cevap alacağımı tasarlamamaktansa yanına gitmemeyi tecih ederim." Eğer başkalarının düşüncelerini kavramayı, her meseleye başkası gibi bakmayı öğrenirseniz bu sizin için çok büyük bir başarıdır..

ADIM 7: BEDEN DİLİ VE MİMİKLER ÇOK ÖNEMLİDİR!

Bu teknikleri uyguluyorsunuz.. Babanızın sizi 01:00'da eve gelişinizi görüp, yalan söylerken(inkar ederken) uyuşuk uyuşuk davranışınızı, ağız kokusunu, diri olmayışınızı sezip durumu çakmasını mı istiyorsunuz?

Veya birisini kandırmaya çalışırken ortaya sinsi gülüşünüzü yapıp(hihihihihih) adamın durumu sezmesini mi istiyorsunuz?

Manipülasyon da %20 Cümleler, %80 ise Beden dili ve Mimikler çok önemlidir. Cümleden en çok Bunlar etkiler. Küçükken okula gitmemek için "Anne ben hastayım ya okula gitmek istemiyorum" dediğiniz halde sizi 'Diri görüp' inanmıyordu değil mi?

Şimdi şöyle düşünelim siz çocukken annenize dolaylı yoldan değilde doğrudan "Anne ben hastayım ya okula gitmek istemiyorum" derseniz anneniz sizi ve derslerinizi düşündüğünden dolayıdır -ki size inanmayacaktır- "karşıdakini anlamanız lazım" bunun yerine sabah yataktan çıkıp başınızı tutun gözlerinizi kısın kahvaltıya oturun arada bir başınızı masaya koyun anneniz neyin var diye soracaktır bu soru size yöneltildiğinde cevabınız : "Başım çok ağrıyor ya ama bugün okula gitmem gerek ..matematik öğretmeni beni çok seviyor dersine katılmak istiyorum ve ayrıyeten devamsızlık yapmak istemiyorum" buna benzer cümleler kurduğunuzda annenize şu mesajı göndermiş olursunuz "Okula çok gitmek istiyorum ama çok hastayım o yüzden sanırım bugün okula gidemiycem ve rapor almam gerekecek"


------------------------------
12 TANE UFAK TÜYOLAR VEREYİM:

1- Tartışmamak en büyük tartışmayı kazanmaktır.
2- Başkalarının düşüncelerine saygı gösteriniz. Ve kimseye yanıldığını söylemeyin.
3- Yanlışınızı gecikmeden kabul edin.(+)
4- Konuşmalarınıza dostça başlayın..(+)
5- Karşınızdakinin size evet diye karşılık vermesini sağlayın. (Yani ona 'Evet' dedirttiricek şekilde sorular sorun. Bu teknikte işe yarar) (+)
6- Karşınızdakinin çok konuşmasını sağlayın.(+)
7- Düşüncenizin başkası tarafından benimsenmemesini kabul edin.(+)
8- Meseleye başkasının gözüyle bakmaya çalışın.
9- Karşınızdakinin düşüncelerine sempati gösterin.
10- Asil duygulara hitap edin.(+)
11- Düşüncelerinizi örneklerle ortaya koyun.
12- İnsanları özelliklerini ortaya çıkarabilecekleri şekilde teşvik edin.(+)

Bunların detayına diğer yazılarımda değinebilirim..(+'lı olanlar)

------------------------------

ADIM 8: YENİ HATIRLIYORMUŞ GİBİ YAPIN.

Bakın bu tekniği iyi yapabilirseniz çok etkileyici bi tekniktir. Gündelik hayatımda kullanırım bunu.

Geçenlerde bir yabancı arkadaşım vardı. Bana o kadar iyiliği dokundu. Bir gün para lazım oldu(internetten) ve kendisine $8 yollamamı istedi. Ancak ben bunu onaylamadım(tabi söylemedim ona), çünkü $14'ım vardı. Ve bunu biriktirmem 6 ayımı aldı. Karşılığında birtane Premium hesap vereceğini söyledi. Bu arkadaşımı 'kırmamak ve vermemek' için şöyle bi teknik uyguladım:

"Bu parayı internetten çekmen için en aşağı $20 olması gerekir, aşağısını çekmen imkansız! "Vermek istemiyordum fakat veremem diyemezdim; Eğer kusura bakma veremem dersem Dostluğunu kaybetmiş olurdum.

Kendisi bilmiyordu nasıl çekeceğini. Ben E-Posta ve Şifreyi kendisine verdim, Gayet sakinim ve soğukkanlı davranıyorum, alttan alttan da "Kanka senin olsun" filan diyorum. Parayı çekmeye çalışırken sistem hata verdi -$20 hatası-. Ve çekemedi.. Daha sonra çekemedi ve bana dediği cümle "Tamam kardeşim sağolasın olmuyormuş" filan dedi. Ben de akışına bırakarak "Elimden bu kadar geliyor, bundan başka param da yok, kusura bakma, yardım edebileceğim başka birşey var mı?(ateşleme tekniği)" dedim.

Eğer burda "Veremem kusura bakma" dersem onun bilinçaltına "Beni kullandı, ne kadar üçkağıtçı biri" diye yansıtmış olurdum kendimi, Ama normalde "Yapabileceği birşey yoktu, elinden bu kadar geliyormuş" mesajıni vermiş oldum.

Şayet bir şeyi ispatlamak istiyorsanız, bunu kimseye hissettirmeden yapın. Bir şey öğretmiyormuş gibi davranmayın. Bilinmeyen bir şeyi, unutulmuş birşeyi hatırlatıyormuş gibi anlatın.


Not: Bu teknik, 'İnkar etme' Tekniğinde de işe yarayabilir..​

UMARIM YARDIMCI OLMUŞTUR
 

Zafiyetsiz 

KALICI AFK
Joined
Jan 30, 2021
Credits
3,612
Rating - 100%

SİZLERE SUNDUĞUM BU İÇERİĞİ UMARIM BEĞENİRSİNİZ ŞAYET BANA ÇOK AÇIKLAYICI GELDİ

Hiç düşündünüz mü? Normal, Sıradan insanların Zihnini, Bilinçaltını, Bilinçaltı'nın Bilinçdışı'na vurduğu hareketlerini, Savunma mekanizmasını vs. nasıl altedebileceğinizi? Burda yazacaklarım sadece 'İkna yöntemleri' olacak, 'Savunma Mekanizması' ve 'Bilinçaltına Girme'yi sonraki yazılarımda anlatabilirim. Bazı kaynaklarda insan beynini yöneten beynin 'İlkel Beyin' olduğunu söylerler. Bu Doğru.. İlkel Beyin'i siz internetten araştırabilirsiniz(çünkü uzatmak istemiyorum), Ufak bi bahsetme yapayım; İnsanın temel ihtiyaçlarını yöneten beyindir 'İlkel Beyin'. Mesela bi örnek vereyim; Benmerkezcilik'te İlkel Beyin'e geçer. Bakın bu çok önemlidir! İlkel Beyin'i iyi araştırın derim, çünkü Manipüle ederken bu kısım önemlidir.

ADIM 1: TARTIŞMADAN KURTULMANIN EN İYİ YOLU, TARTIŞMADAN ÇEKİLMEKTİR(TARTIŞMAYA GİRMEMEKTİR).

Genelde Türk vatandaşlarımız, Hemfikir olmadığı kişiyle tartışma yaparken hep kendini haklı çıkarmak için uğraşır(Genelde Futbol, Siyaset vs. gibi tartışmalar)

Tek çözümü; Sen haklısın, Katılıyorum sana diyip çekilmektir. Ama eğer illa kendi düşüncenizi de onaylatmak istiyorsanız; Hemfikir olup kendi düşüncenizi alttan alttan söyleyeceksiniz.. Bir insanla tartışmaya girerseniz, ya o haklı çıkmak zorundadır ya da kavga ile biter sonu; çünkü o insanın zekasını eziyormuşsunuz gibi gelir kendisine, sürekli savunma durumuna geçer..

Size 2 Örnek vereyim, 1.'si Futbol Fanatikleriyle ilgili olsun; Spor sayfalarında çok sık görmüşünüzdür..

RT(Rakip Taraftar) K(Kendiniz)

RT: Ya kardeşim görmüyor musun penaltıyı?!! Vermedi penaltıyı! resmen penaltı! Hakem sizi tutuyor, olur mu böyle birşey ya!

K: Ne bizi tutması be kardeşim! kendini yere atıyor görmüyor musun?

O halde "şunu ispat edeceğim" diye söze başlamak doğru değildir. Çünkü bunun manası: "Ben sizden daha akıllıyım. Birkaç sözle sizin düşüncelerinizi değiştireceğim." demektir.

Doğrusu;

RT: Ya kardeşim görmüyor musun penaltıyı?!! Vermedi penaltıyı! resmen penaltı! Hakem sizi tutuyor, olur mu böyle birşey ya!

K: (Penaltı değilse bile)Hakem bizi tutuyor olabilir bilmiyorum. Gerçekten haklı olabilirsin. Ufak bi Müdahale var penaltı gibi gözüküyor, hakem yanılmışta olabilir.

Burda "Benim düşüncelerim daha farklı. Belki yanılıyorum. Çoğu kez de yanılırım." demiş olursunuz.
---------------------------------
2.

Bir Karşıt fikirli bir vatandaş ile tartışıyorsunuz diyelim.; Hemfikir olduğunuzu söyleyin, eğer kendi düşüncenizi de karşı tarafı kızdırmadan söylemek istiyorsanız, konuşmalarınızın içine alttan alttan mesaj verin..

OD(Onun Düşüncesi) - KD(Kendi Düşünceniz)

OD-OD-OD-OD-OD
OD-OD-OD-OD-KD
OD-OD-OD-KD-KD
OD-OD-KD-KD-KD
OD-KD-KD-KD-KD
KD-KD-KD-KD-KD

Zincirleme bu şekildedir.

Hah, İroni'de yapabilirsiniz, buda etkileyici bir yöntemdir. İroni'yi bilmeyen yoktur. İroni'yi iyi yapabilen birisiysen(Bu adım çok önemli); Eğer saçma birşey söylemişse, İroni yapın; %95 ihtimalle saçma olduğunu kendisi bile farkedecektir..

Burda anladığımız şey; Eğer istemediğiniz bi düşünceye sahipse karşıdaki kişi, Hemfikir olup, düşüncesine katılmaktır. burda maksat 'Ona yanlış düşündüğünü tartışmaya girmeden anlatmak'- Tekrar diyorum tartışmaya girmeyin, ömür boyu uzar!-. Zaten bu tekniği uygulayınca sempati duyabilir size.. Ama eğer diyorsanız "Ya saçma sapan şeyler söyleyip beni deli eder yinede dayanamam hatasının farkında olduğunu söylemeye çalışırım", O kişinin gözünde baya bi düşeceğiniz gerçeğini söylememe gerek var mı?

Not: İroni'yi, ortam içinde yapmayın derim, çünkü o kişi size büyük kin besler; çünkü Etrafındaki kişilere rezil etmiş olacaksınız; Size karşı büyük savunma durumuna geçecektir.

ADIM 2: BİR İNSANA BİRŞEY YAPTIRMAK İSTİYORSANIZ, ONDA O HİSSİ UYANDIRMANIZ GEREKİR.

Bi insana birşey yaptırmak istiyorsanız asla 'Emir vererek konuşmayın' hiç sevmezler. Ya da; Annesi babası, **Küfürbaz** yemek yemeye zorluyor ve azarlıyorlar, babası onun büyük adam olacağını söylüyor ama çocuk bütün bunlara aldırmıyor. Hiç kimse, üç yaşındaki bir çocuğun, otuz yaşında bir insan gibi düşüneceğini sanmaz. Halbuki baba, oğlundan bunu bekliyor. Bir gün baba olayı kavrar. Çocuğun istediği neydi, ve kendi isteğini bir kenara bırakıp çocuğun ne istediğini bulmaya çalışır. Babanın bu şekilde düşünmeye başlaması bir başarıdır. Ama iş kolay değildi ve bir parça eleştiriye muhtaçtı. Bu çocuğun üç tekerlekli bir bisikleti vardı ve bisiklete binmek çocuğun en büyük zevkiydi. Fakat komşularının bir **Küfürbaz** vardı. Ve bu çocuk bisikleti alıyor, onu bütün zevkinden mahrum ediyordu. Çocuk bisikleti alınınca ağlıyor, annesi bisikleti geri alıyor, **Küfürbaz** tekrar bindiriyordu. Olay hemen her gün tekrarlanıyordu. Çocuğun istediği neydi? Bu soruya cevap verebilmek için Sherlock Holmes'in zekasına ihtiyaç yoktu. Çocuğun
gururu, önemli birisi olma arzusu onu intikam almaya ve tehlikeyi uzaklaştırmaya sevkediyordu. Şimdi babası ona, yemek yediği takdirde bir gün bu tehlikeyi kolaylıkla uzaklaştıracağını söylerse, mesele kalmayacaktı. Çocuk önüne koyulan her yemeği yer, kuvvetlenmeye çalışırdı..

Birisinden birşey isterkende, 'dolaylı yoldan söylemek' daha ikna edici bi yöntemdir. Fikir aşılama tekniğidir bu. Inception(Başlangıç) filmini izlemişsinizdir; Sana 'Fil'i düşünme dersem neyi düşünürsün? Tabikide Fil'i!

"Bahçeye çıkıp basketbol oynamak istiyorum. Bu oyunu çok severim. Ama geçen gün jimnastik salonuna gittiğimde oynayacak arkadaş bulamadım. Yarın gelmenizi isterim. Basketbol çok hoşuma gidiyor.."

Sizin ne istediğinizden hiç bahsetti mi? Kimsenin ayak atmadığı jimnastik salonuna tabii siz de gitmezsiniz. Onun hoşuna giden şey tabiki sizi ilgilendirmez. Siz de gözünüze top yemek istemezsiniz. Arkadaşlarına basketbol'un çok hoşuna gittiğini söyleyeceğine, bu oyunla neler kazanacaklarını anlatsaydı teklifi belki de olumlu karşılanırdı..

Ufak bi tüyo; Sigmund Freud'un da dediği gibi, insanın en önemli isteği; Büyük olma arzusu(Yani önemli olma arzusu)'dur..

ADIM 3: KAVGADA HAKLI GÖZÜKMEK İÇİN AŞIRI DERECEDE SOĞUKKANLI OLUN

Eğer bi tartışmada, karşıdaki insan size aşırı sinirlenip fiziksel temas uygulamaya başlıyacaksa; soğukkanlı olun ve hiç bir tepki göstermeyin(Ne oluyor? napıyor bu -Şaşırmışsın gibi- mimiği gösterin), (eğer sizde karşılık verirseniz iki tarafta zararlı çıkar). Etrafındaki kişilere sizin haklı olduğunuzu gösterir bu durum. O kişi, Etraftaki insanların bilinçaltına 'Bak bak görüyor musun? dayanamayıp nasıl da saldırıyor, (Haklı değilseniz bile) XXXX(siz) çok haklı bu durumda' mesajı verecektir.

ADIM 4: BİRİSİ EĞER YALAN SÖYLEDİĞİNİ ANLAMIŞSA, HER NE OLURSA OLSUN 'İNKAR EDİN'

Bak karşındaki insanda, senin yalan söylediğine dair kanıt yok ise her ne olursa olsun 'İnkar et'..


Size bi örnek vereyim;

Babanız size eve erken dönmenizi istedi, Yaşınız daha genç(16-17 diyelim) atıyorum saat 21:00'da.. Sizde ta 01:00'e kadar Arkadaşlarınızla dolaştınız, içtiniz, gezdiniz tozdunuz. Ve bakıyorsun saat 01:00. Birden telaşlanıyorsunuz. Büyük oynadınız çünkü. Sizce Babanız saat 01:00'e kadar mı durduğunuza kızar? yoksa kötü alışkanlıklara uğradığınızı duyduğuna mı daha çok sinirlenir?(çünkü hangi baba oğlunun kötü alışkanlıklar edinmesini ister ki?) Ve Eve dönüyorsunuz, bakıyorsunuz babanız sinirli bi şekilde koltukta oturuyor, hatta parmak çıtlatmasını bile duyuyorsunuz. Dürüst bi şekilde ne yaptığınızı söylerseniz ufak bi sıyrıkla yatağınıza koşacaksınız, hatta size yatırım yapmayı dahi kesebilir. Ama yalan söyleyip İnkar etmeye devam ederseniz 2-3 fırça yiyip(laf duyup) Ertesi gün normal ruh haliyle karşılaşırsınız.. Burda dürüst olmak pek tercih edilmez, çünkü insanı zaten salak yerine koymuşsun, buna daha çok öfkelenecektir.

ADIM 5: BİR İNSAN İLE NASIL KOLAY ANLAŞABİLİRSİNİZ?

İnsanın kendi fikirlerine başkalarının fikirlerinden fazla, değer verdiği bir gerçektir. O halde kendi düşüncelerinizi başkalarına kabul ettirmeye çalışmak doğru değildir. Tavsiyelerde bulunarak karşınızdakinin bunu anlamasını sağlamak daha akıllıca değil mi?

Bir örnek vereyim:

Adamın birisi, birgün kendisini ümitleri kırılmış bir grup otomobil satıcısını ümitlendirmek zorunda olduğu bir durumda buldu. Bir toplantı yaparak bu insanların kendisinden ne beklediklerini sordu: Herkes bir şeyler söylüyordu adama, bunları tahtaya yazıyordu. Konuşmacılar sözlerini bitirdiklerinde Adam şöyle dedi:

"Ben size istediğiniz her şeyi vereceğim. Bunun karşılığında siz ne yapabilirsiniz?"

Herkes bir şeyler söylüyordu "birlik beraberlik, hiç yorulmadan çalışmaktan vs." Hatta bunlardan birisi günde ondört saat çalışmayı bile göze alıyordu..

Konuşma bittiğinde memurlar cesaretle işe başlamışlar ve işin verimi iki kat artmıştı. "Bu insanlar benimle ahlaki bir anlaşma yapmış gibiydiler. Ben de onlara bağlı olduğumu gösteriyordum. Onların arzularını öğrenmek, onlara yardım etmek, onların bütün ihtiyaçlarını gidermişti." Kimse başkasının etkisi altında bir şey yapmak istemez. Herkes kendi düşüncesiyle hareket etmek, kendi isteğiyle bir şeyi yapmaktan zevk alır. Hatta hepimiz ihtiyaçlarımız ve düşüncelerimiz hakkında bizimle istişare yapılmasından hoşlanırız..

ADIM 6: OLAYA SAMİMİYETLE YAKLAŞIN VE OLAYA KARŞINIZDAKİNİN PENCERESİNDEN BAKMAYA ÇALIŞINIZ..

Karşınızdaki insan tamamıyla hatalı olabilir. Ama hata yaptığını kabul etmez. Bu yüzden onu eleş-tir-me-me-li-si-niz!. Onu anlamaya çalışın. Bunu ancak hoşgörü sahibi insanlar yapabilir. Başkalarının böyle düşünmelerinin bir sebebi vardır. Bu sebebi anlayabilirseniz, karşınızdakinin hareketlerinin sebebini anlayabilirsiniz. Önce kendinizi onun yerine koymaya çalışınız ve "Ben onun yerinde olsaydım ne yapardım? Nasıl davranırdım? deyiniz. Bu şekilde davranmak size birçok fayda sağlar. Vakitten tasarruf etmenizi ve sosyal ilişkilerde başarılı bir şekilde hareket etmenizi sağlar.

Kenneth Gode diye biri "Kendi işlerinize gösterdiğiniz ilgiyi, başkalarına gösterirseniz, herkesin aynı şekilde hareket ettiğini görebilirsiniz." demiş. Çok iyi bi tespit.

Bir örnek vereyim:

Ağaçlıkta ateş yakanlara hapis cezası verileceğini yazan bir levha vardı. Ama bu levha görünmeyecek bir yerdeydi, gezen çocuklar bu levhayı göremiyorlardı. Ağaçlığı korumak için bir atlı polis tayin edilmişti. Ama bu polis görevini tam olarak yapmıyordu. Bu nedenle sık sık yangınlar çıkıyordu. Birgün polise ağaçlıkta yangın çıktığını haberi gelmiş ve umursamamış. Ve "orası benim bölgem değil!" diyerek itfaiyeye bile haber vermemiş. Sinirlendirdi. Ama olaya çocukların bakış açısıyla hiç bakamadık.. Bir ağaç altında ateş yakıldığını görsem, bunu önlemek için harekete geçerdim ve genellikle yanlış hareket ederdim. Ateş yakan bir çocuk gördüğümde ateş yaktıklarından dolayı hapse girebileceklerini söyler, onlara emredercesine ateşi söndürmelerini ister ve söndürmezlerse onları polise teslim edeceğimi söylerdim. Çocuklar ateşi söndürür, ben oradan ayrılınca ateşi tekrar yakarlardı.

Ama yıllar sonra onlara karşı nasıl davranacağımı anladım ve bunu şöyle uyguladım. "Merhaba çocuklar! Ne güzel vakit geçiriyorsunuz. Galiba yemeğinizi kendiniz pişiriyorsunuz. Ben de sizin gibiyken bu türlü eğlencelere katılırdım. Hala öyleyim, ama ağaçlıkta ateş yakmak tehlikeli bir iştir. Siz dikkatli çocuklarsınız. Yangın çıkarmayacağınızdan eminim. Ama başkaları dikkatsiz davranıyorlar. Bu yüzden yangın çıkıyor ve ağaçları yokediyor. Burada ateş yakmak yasak, bu yüzden cezalandırılabilirsiniz. sizin eğlencenizi engellemek istemem. Ama ateşin etrafındaki yaprakları şimdiden uzaklaştırın. İşiniz bittikten sonra da ateşi söndürün. Yine ateş yakmak isterseniz karşıdaki tepenin kenarı bunun için daha müsait. Orası kumluk olduğu için yangın çıkmaz. Size iyi eğlenceler. "

Bu şekilde konuşmak çok etkili bi yöntemdir.. Çocukların hiçbirisi surat asmaz, umursamamazlık yapmaz ve beraber hareket ederek yangın çıkmaması için dikkat ederler. Çünkü gururları rencide edilmemiş, olay onların istediği gibi gerçekleşmiştir. Siz de başkasından bir şey yapmasını istemeden önce o olayı karşınızdaki gibi düşünün. "Bu insan neden bunu yapmak istiyor?" diye sorun. Ve sebebini bulun. O zaman durum değişir ve siz karşımzdakiyle hemen dost olursunuz. Profesör Donham der ki: "Bir insanla konuşmaya başlayacağım zaman kendisine ne söyleyeceğimi düşünmeyip ne cevap alacağımı tasarlamamaktansa yanına gitmemeyi tecih ederim." Eğer başkalarının düşüncelerini kavramayı, her meseleye başkası gibi bakmayı öğrenirseniz bu sizin için çok büyük bir başarıdır..

ADIM 7: BEDEN DİLİ VE MİMİKLER ÇOK ÖNEMLİDİR!

Bu teknikleri uyguluyorsunuz.. Babanızın sizi 01:00'da eve gelişinizi görüp, yalan söylerken(inkar ederken) uyuşuk uyuşuk davranışınızı, ağız kokusunu, diri olmayışınızı sezip durumu çakmasını mı istiyorsunuz?

Veya birisini kandırmaya çalışırken ortaya sinsi gülüşünüzü yapıp(hihihihihih) adamın durumu sezmesini mi istiyorsunuz?

Manipülasyon da %20 Cümleler, %80 ise Beden dili ve Mimikler çok önemlidir. Cümleden en çok Bunlar etkiler. Küçükken okula gitmemek için "Anne ben hastayım ya okula gitmek istemiyorum" dediğiniz halde sizi 'Diri görüp' inanmıyordu değil mi?

Şimdi şöyle düşünelim siz çocukken annenize dolaylı yoldan değilde doğrudan "Anne ben hastayım ya okula gitmek istemiyorum" derseniz anneniz sizi ve derslerinizi düşündüğünden dolayıdır -ki size inanmayacaktır- "karşıdakini anlamanız lazım" bunun yerine sabah yataktan çıkıp başınızı tutun gözlerinizi kısın kahvaltıya oturun arada bir başınızı masaya koyun anneniz neyin var diye soracaktır bu soru size yöneltildiğinde cevabınız : "Başım çok ağrıyor ya ama bugün okula gitmem gerek ..matematik öğretmeni beni çok seviyor dersine katılmak istiyorum ve ayrıyeten devamsızlık yapmak istemiyorum" buna benzer cümleler kurduğunuzda annenize şu mesajı göndermiş olursunuz "Okula çok gitmek istiyorum ama çok hastayım o yüzden sanırım bugün okula gidemiycem ve rapor almam gerekecek"


------------------------------
12 TANE UFAK TÜYOLAR VEREYİM:

1- Tartışmamak en büyük tartışmayı kazanmaktır.
2- Başkalarının düşüncelerine saygı gösteriniz. Ve kimseye yanıldığını söylemeyin.
3- Yanlışınızı gecikmeden kabul edin.(+)
4- Konuşmalarınıza dostça başlayın..(+)
5- Karşınızdakinin size evet diye karşılık vermesini sağlayın. (Yani ona 'Evet' dedirttiricek şekilde sorular sorun. Bu teknikte işe yarar) (+)
6- Karşınızdakinin çok konuşmasını sağlayın.(+)
7- Düşüncenizin başkası tarafından benimsenmemesini kabul edin.(+)
8- Meseleye başkasının gözüyle bakmaya çalışın.
9- Karşınızdakinin düşüncelerine sempati gösterin.
10- Asil duygulara hitap edin.(+)
11- Düşüncelerinizi örneklerle ortaya koyun.
12- İnsanları özelliklerini ortaya çıkarabilecekleri şekilde teşvik edin.(+)

Bunların detayına diğer yazılarımda değinebilirim..(+'lı olanlar)

------------------------------

ADIM 8: YENİ HATIRLIYORMUŞ GİBİ YAPIN.

Bakın bu tekniği iyi yapabilirseniz çok etkileyici bi tekniktir. Gündelik hayatımda kullanırım bunu.

Geçenlerde bir yabancı arkadaşım vardı. Bana o kadar iyiliği dokundu. Bir gün para lazım oldu(internetten) ve kendisine $8 yollamamı istedi. Ancak ben bunu onaylamadım(tabi söylemedim ona), çünkü $14'ım vardı. Ve bunu biriktirmem 6 ayımı aldı. Karşılığında birtane Premium hesap vereceğini söyledi. Bu arkadaşımı 'kırmamak ve vermemek' için şöyle bi teknik uyguladım:

"Bu parayı internetten çekmen için en aşağı $20 olması gerekir, aşağısını çekmen imkansız! "Vermek istemiyordum fakat veremem diyemezdim; Eğer kusura bakma veremem dersem Dostluğunu kaybetmiş olurdum.

Kendisi bilmiyordu nasıl çekeceğini. Ben E-Posta ve Şifreyi kendisine verdim, Gayet sakinim ve soğukkanlı davranıyorum, alttan alttan da "Kanka senin olsun" filan diyorum. Parayı çekmeye çalışırken sistem hata verdi -$20 hatası-. Ve çekemedi.. Daha sonra çekemedi ve bana dediği cümle "Tamam kardeşim sağolasın olmuyormuş" filan dedi. Ben de akışına bırakarak "Elimden bu kadar geliyor, bundan başka param da yok, kusura bakma, yardım edebileceğim başka birşey var mı?(ateşleme tekniği)" dedim.

Eğer burda "Veremem kusura bakma" dersem onun bilinçaltına "Beni kullandı, ne kadar üçkağıtçı biri" diye yansıtmış olurdum kendimi, Ama normalde "Yapabileceği birşey yoktu, elinden bu kadar geliyormuş" mesajıni vermiş oldum.

Şayet bir şeyi ispatlamak istiyorsanız, bunu kimseye hissettirmeden yapın. Bir şey öğretmiyormuş gibi davranmayın. Bilinmeyen bir şeyi, unutulmuş birşeyi hatırlatıyormuş gibi anlatın.


Not: Bu teknik, 'İnkar etme' Tekniğinde de işe yarayabilir..​

UMARIM YARDIMCI OLMUŞTUR
baya uzun kac saatte okucam acaba ama saol , bide başlıgı caps yapmak yasak
 

Users who are viewing this thread

Top