Stratejik İstihbarat ve Açık İstihbarat (1 Viewer)

Akifcan Hür 

☾★ T'ÜRK ☾★
Joined
Mar 4, 2018
Credits
0
Rating - 100%


İstihbarat nedir ? İstihbaratt bilgileri nerelerden sağlanır

İstihbarat nedir ?
İstihbarat, siyasi makamlara sunulmak üzere toplanmış ve analiz edilmiş stratejik veya taktik içerikli işlenmiş bilgilere denir. Her türlü kaynaktan elde edilen ham bilgi ilişkisiz gibi görünen parçalardan oluşan, çelişkili, güvenilmez, yanıltıcı veya yanlış olabilir. İstihbarat ise birleştirilmiş, değerlendirilmiş, analiz edilip yorumlanmış ve ayıklanmış bilgidir. Tamamlanmış bir istihbarat, istihbarat çevriminin sonuç ürünü olan ve siyasi belirleyicilere sunulmaya hazır olan işlenmiş bilgidir.[1] Her devlet için, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine ve millî gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve muhtemel tehditler hakkında bilgi toplamak ve istihbarat oluşturmak için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. İstihbarat devlet için, hasım veya hasım olması muhtemel kişi, kurum-kuruluş, devletler ve diğer organizasyonlar hakkında açık veya kapalı kaynaklardan bilgi toplayıp, analiz ve değerlendirmelere tabi tutarak sonuca ulaşılması anlamına gelmektedir..

İstihbarat bilgiler nerelerden sağlanır ? ( açık İstihbarat)​

Bu bilgiler genel olarak açık İstihbarat yöntemi olan kişinin veya kişilerin,basın dediğimiz ,gazete,dergi,haber ajansları gibi kurumlardan toplanır.Yukarıda bahsettiğimiz gibi. İstihbarat haberlerin toplanması ve bu haberlerin ayıklanarak yorumlanmasıdır.
Stratejik İstihbarat​
CIA tarafından Stratejik İstihbaratın Babası olarak anılan Sherman Kent,1940ların sonunda kurumun araştırma kültürünün oluşmasını sağlamıştır. Kentin hayali, istihbarî analizin bir bilim dalı haline getirilmesi olmuştur. Bu kitabında da:
Bizler nesiller boyunca gerçeği elde etmek için olmasa da ona yaklaşabilmek için yapılan araştırmaların sistematik bir metot takip etmesi gerektiği hususunda ısrarcı olduk. Stratejik İstihbaratın büyük ölçüde konusunu oluşturan Sosyal Bilimler bu metoda sahiptir demektedir.
Onun analiz kalitesine yaptığı en büyük katkı günümüzde olduğu kadar o dönemde de toplayıcılar ve operatörlerin hakim olduğu istihbarat dünyasında analizcileri, düşünen, mantık ve bilimsel metodu birleştirip uygulayan kişiler olarak tanımlayıp daha özel bir statüye kavuşturmuş olmasıdır. Stratejik İstihbaratın ikinci baskısında (1965) yaklaşmakta olan bilgisayar çağını ve toplayıcıları da dikkate alarak analizcinin ne kadar merkezi bir konumu olduğunu belirtmiştir:
Çözmeye çalıştığımız bulmaca ne kadar karmaşık olursa olsun ve parçaları toplayıp biriktirmek için ne kadar sofistike teknikler kullanırsak kullanalım hiçbir zaman bu istihbarat yöntemleri düşünen adamın yerini alamaz.
Amerika Birleşik Devletlerinin II. Dünya Savaşına girmesi ve başından sonuna kadar sergilediği tavır ile ilgili tecrübelerini anlattığı bu kitap hem günümüz analizcileri için hem de ABDnin dünyaya bakış açısını daha iyi kavramak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak olmaya devam etmektedir.
Her ne kadar etrafında nedeni anlaşılabilir bir sır perdesi bulunsa da istihbarat, basit ve açıktır. Bir faaliyet olarak, belli bir tür bilgiyi elde etmek için yapılan araştırmalar; bir fenomen olarak bilginin ortaya çıkardığı sonuçtur. Bir bakıma hepimizin her gün yaptığımız bir şeydir. Bir ev hanımı alışveriş yapmak istediğinde, bir doktor hastalığı teşhis ettiğinde, herkes bir faaliyet ile ilgili karar verdiğinde temel olarak basit bir istihbarat çalışması yapar. Bazen bu iş o kadar informal ve içgüdüseldir ki onu istihbarat olarak görmeyiz; telefon defterinin sarı sayfalar bölümünden bahçıvan aramak gibi. Zaman zaman da formal ve oldukça güç olabilir; Arthur Koehlerin Lindbergh davasında yaptığı muhteşem merdiven analizi gibi. İster içgüdüsel, ister bilinçli zihinsel çaba ile yapılmış olsun istihbarat işi özünde en doğru cevaba ulaşma çabasından başka bir şey değildir.
Başlangıç olarak stratejik istihbaratın ürettiği bilgi yararlı sıfatından daha kesin bir sıfatı hak etmektedir. Onu, ulusun hayatta kalması için hayatî önem arz eden bilgi olarak tanımlamak gerekir. Bu sayede itibar ve ciddiyet kazanır. Daha sonra detaylar ile ilgili boyutu vardır, ulusun hayatta kalması ile ilgili problemlerin bazıları diğer ülkelerin güçleri ve niyetleri ile ilgili uzun dönemli tahminlerde bulunmayı gerektirdiği gibi, bizim uygulamayı düşündüğümüz plânlarımıza karşı alacakları muhtemel tavrı da tahmin etmemizi gerektirir. Bu tür problemler ancak konunun uzmanlarının kullandığı özel yöntemler ile çözülebilir. Bu boyutta uzmanlık önem kazanmaktadır. Yine detay bilgileri araştırırken sık sık aşılması güç engeller ile karşılaşılır. Diğer uluslar tarafından ortaya konan yanıltıcı bilgileri ayırt etmek uzmanlık ve özel yöntemlerin uygulanmasını gerektirmektedir. Sözkonusu metotların içinde üçüncü bir boyut vardır ki, o da gizli araştırmaların alanına girer. (İstihbarat işinin bu safhası genelde bu işi yapmayan kişiler tarafından abartılmaktadır.)
Stratejik istihbaratın üretmesi gereken bilgi oldukça fazladır öyle ki, savaş zamanında on binlerce eğitimli kişi bu işi ancak idare edecek kadar başarabilir. Barış zamanında ise ifa edilmesi gereken görev aynı oranda zordur. Bu demektir ki, istihbarat süreci, şahsî çabaların aksine zor ve dikkatli iş bölümünü gerektiren bir grup çalışmasıdır. Dolayısıyla, kurumun kendine özgü yapısı nedeniyle, personel organizasyon, yönetim ve insan kaynakları problemlerine sık sık rastlanmaktadır.
Her ne kadar önemli olsalar da onları adlandırdığım üzere bu boyutlar konunun temeline inildiğinde yüzeysel kalmaktadır. İstihbarat işi kısaca başarılı bir eylemin temelini oluşturmak için gerekli olan bilgiye ulaşma gayretidir. Stratejik istihbaratı ise, savaşta ve barışta ülkemizin dış ilişkilerinin dayandırılması gereken bilgi olarak tanımlayabiliriz. Walter Lippmannın dediği gibi, Eğer dış politikamız ülkemizin kalkanı ise, stratejik istihbarat bu kalkanın doğru zamanda doğru yerde olmasını sağlayan şeydir.Aynı zamanda kılıca yön vermek için hazır bekleyen şeydir.
Barış tarihine baktığımızda hiçbir zaman dış politika şimdiki kadar önem arz etmemiştir. Bu da istihbarat misyonunun tam olarak yerine getirilmesinin hiçbir zaman şu anda olduğu kadar önemli olmadığı anlamına gelir. Ancak, istihbaratın üreticileri, kullanıcıların ve ondan en büyük faydayı sağlayacak olan halk arasında mevcut olan yanlış anlamalar, misyonun tam yerine getirilmesini engellemektedir. Bu karışıklıkların birçoğu istihbarat dilinde gelişmiş, kesin olmayan tanımlardan ve bunların kullanıcı kitaplarına yerleşmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Eğer ilerleyen sayfalarda istihbarat zanaatında yeni olan kelimelere rastlarsanız ve anlam bilim (semantik) açısından size anlamsız gelirse John Lockenin bir zamanlar dediği gibi Bu tür bir yazıda literatürde yer etmiş kelime isimleri hatalı bularak yerlerine yenilerini kullanmak küstahlık olarak görülebilir. Ancak, eskiler gerektiği gibi değilse ve kişileri hataya sürüklüyorsa ortaya yeni bir şeyler koymak bu şekilde algılanmamalıdır.
 

Users who are viewing this thread

Top